Gılgamış Destanı'nda Geçen Nuh Tufanı'nın Tevrat'taki Yansımaları Üzerine

Makale
Mustafa Sami Baybal, Prof. Dr.
Gılgamış Destanı'nda Geçen Nuh Tufanı'nın Tevrat'taki Yansımaları Üzerine
Uluslararası Hz. Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu
Uluslararası Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu
Dinler Tarihi
Mitoloji
2013
ss. 209-220
Gılgamış Destanı, Kral Gılgamış, Sümerliler, Mezapotamya, Asurlular, Ege Medeniyeti, Tevrat, Nuh Tufanı, Tufan Mitosu.
Pdf
Bazı tarihçiler tarihin Sümerliler ile başlamış olduğunu söyler ve buna kanıt olarak da çivi yazısını gösterirler. Yazıyı bulmuş olan Sümerliler tarihi başlatan ulustur. Batı medeniyetleri topluluğu asıl kaynağını M.Ö. beşinci yahut dördüncü binin Mezopotamya'sının verimli topraklarında, ilk medeniyet merkezi kurup kendilerine yurt yapmış olan Sümerlilerin, ülkesinde bulmuştur. Konar-göçerlikten, yerleşerek tarımla, zanaat ile uğraşan, üreten, ticaret yapan söz konusu insanların toplum yapısı karmaşıklaşırken, bölgedeki bu filizlenen tutum yepyeni bir dönem olarak tarihe damgasını vurmuştur.
Sümerlilerin en önemli edebi başarısı olan Gılgamış Destanı, benzerleri gibi ilkin sözlü gelenek halinde iken, üçüncü binde yazının bulunmasıyla da tarihin en eski yazılı edebiyat başarısı olduğunun izlerini, bize ilk kez, Asur kralı Asurbanipal (M.Ö. 668-627)'in kütüphanesinin öreninden 1872'de çıkarılan levhalarla gösterilmiştir.
İlkçağ Akdeniz medeniyetlerini derinden, Eskiçağ Ege medeniyetini de dolaylı olarak etkilemiş olan söz konusu destan, Sümer şehir devletlerinden Uruk hükümdarı Gılgamış'ın halkının yararına kötülüklere ve ölümlülüğe verdiği çetin mücadelenin hikayesidir. Onun belirgin farkı, evrenin ve insanlığın doğuşu gibi son derece soyut ve genel konulardan çok, sonluluk yahut ölüm hadisesiyle karşı karşıya kalan insanoğlunun güçsüzlüğü ile açmazını; bunun insanda oluşturduğu birçok çeşitten duygu durumlarını çarpıcı biçimde işlemesidir. Bu destanda aynı zamanda Nuh Tufanı'nın bir bölümü de anlatılmaktadır. Destana konu edilen Kral Gılgamış gerçekten yaşamış bir tarihi kişiliktir. M.Ö. 28. yüzyılda Mezopotamya'da bulunan bir Sümer kenti olan Uruk kentinde doğmuş, yaşamış ve hüküm sürmüştür. Ölümsüzlük bilgisinin peşindeki insanı yücelterek
anlatan Gılgamış Destanı, Gılgamış'ın ölümünden bin yıl kadar sonra yazılmış ve günümüze kadar gelebilmiştir. İşte biz de bu tebliğimizde, dünya edebiyatının ilk büyük destanı olarak bilinen Gılgamış Destanı'nda karşımıza çıkan tufan mitosunun Tevrat'ta anlatılan Nuh Tufanı'yla ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceğine birbirlerini ne kadar etkilediklerine dair bazı ipuçları vermeye çalışacağız.