|
Bildiri
|
|
Ömer Faruk Harman, Prof. Dr.
|
|
Dinlerarası Diyalog Çalışmaları ve Misyonerlik Faaliyetleri
|
|
|
|
Üçüncü 1000'e Girerken İslâm
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dinler Tarihi
|
|
Diyalog-Misyonerlik
|
|
Ankara
|
|
|
|
2005
|
|
|
|
ss. 285-294
|
|
10
|
|
Diyalog, misyonerlik, II. Vatikan konsili
|
|
|
|
Kilise dışında kurtuluş yoktur diyerek, diğer din mensuplarını dışlayan Hıristiyan dünyanın, 20. Yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve çok yönlü bir şekilde gelişen diyalog faaliyetini Harman samimi bulmamakta ve Müslümanların bu yaklaşıma ihtiyatlı yaklaşmasını da mantıklı bulmaktadır. Ona göre Kilise öğretisini değiştirmemiş yöntem değişikliği yoluna gitmiştir. Ayrıca Hıristiyanların başlatmış olduğu bu diyalog faaliyetinin asıl muhatabının da Müslümanlar olduğu kanaatindedir. Eğer sağlıklı bir diyalog yapılacaksa, Hıristiyanların amacı ve Müslümanların konumunun tam olarak ortaya konması gerektiğini ifade etmektedir.
Kilise tarih boyunca takındığı sert tavrı II. Vatikan Konsili ile yumuşatmış ve Katolik olmayan Hıristiyanlarda ve diğer din mensuplarında da hakikat kırıntıları olduğunu kabul ederek, onların kurtuluşa erişebileceğini ilan etmiştir. Yazar Kilise’nin bu tavrını Pavlus’un öğretisini yaymadaki yöntemiyle birlikte anmaktadır. O öğretisini yayarken daha çok adam kazanma uğruna, şeriat altındakilere şeriat altında gibi, olmayanlara ise şeriat dışındaymış gibi davranmıştır. Kilise’nin bu tavır değişikliğine yönelik ihtiyatlı yaklaşımıyla birlikte Sayın Harman, hangi dinden olursa olsun din mensuplarının dinini tebliğ etme isteklerinin makul olduğu iddiasındadır. Sadece bunun bir ölçüsü olmasını, tarafların zorlama veya bir takım hileli yollarla buna başvurmaması gerektiğini savunmaktadır. |