Tevrat’ın Yahudilikteki Yeri ve Tevrat’a Yönelik Tenkit Faaliyetleri

Bildiri
Ömer Faruk Harman, Prof. Dr.
Tevrat’ın Yahudilikteki Yeri ve Tevrat’a Yönelik Tenkit Faaliyetleri
Bütün Yönleriyle Yahudilik, 18-19 Şubat 2012 (Uluslararası Sempozyum) Dinler Tarihi Araştırmaları _ VIII
Dinler Tarihi
Yahudilik (İnanç)
Ankara
Dinler Tarihi Derneği Yayınları
2012
27-38
12
Tevrat, Yahudi.
Pdf
Makale Tevrat kelimesinin tanımı ve Tanah’taki kullanım yerleri hakkında bilgi vererek başlamaktadır. Daha sonra Tevrat’ın Yahudilikteki yeri ve önemi üzerinde durulmaktadır. Buna göre Tevrat bizzat Hz. Musa tarafından yazılmış ve korunması için Levililere verilmiştir. Günümüzde mevcut olan Tevrat, Yahudi din âlimlerine göre Hz. Musa’ya verilenin aynıdır.

Kutsal Kitapların Tenkidi başlığı altında, bu tenkitlerin tarihi seyri hakkkında bilgi verilmektedir. Eski Ahit’e yönelik ilk ciddi eleştiriler M.Ö. 4. Yüzyılda Samiriler tarafından yapılmaya başlamıştır. Onlara göre Soferim (Yazıcılar) Tevrat’a yeni kitaplar eklemeye, Tevrat’ın yazısını ve okunuşunu değiştirmeye başlamışlardır. Bu kısımda Samirilerin eleştirileri ile ilgili başka bilgi bulunmamaktadır.

Kutsal Kitapla ilgili Hıristiyan erken dönem tarihindeki eleştiriler ise Marcion tarafından yapılmıştır. Ona göre Luka ve Pavlus’un 10 mektubu dışındaki kitaplar kutsal değildir. Batı’da 14. Yüzyılda başlayan Rönesans ve Reform hareketleri ile birlikte özgür düşünce fikri ortaya çıkınca, Kutsal Kitap’ın otoritesi sarsılmaya başlamıştır ve onun ilahi vahiy mahsulü olup olmadığı sorgulanmıştır. 17. Yüzyılda özellikle Baruch Spinoza ve Richard Simon gibi isimler Kutsal Kitap eleştirisinin ciddi boyutlar kazanmasına zemin hazırlamış ve Reform döneminde ise Martin Luther ve Calvin ile bu durum daha sık şekilde gündeme gelmiştir.

Sayın Harman, makalesinin bu kısmında Kutsal Kitap hususunda modern eleştirinin öncülerine sistematik bir şekilde yer vermiştir. Geçmişten günümüze doğru sıralanan bu kişilerin çalışmalarının sonucunda Tevrat’ın dört ayrı kaynaktan beslendiği görüşü ortaya çıkmış ve bu kaynakların kronolojisi verilmiştir. Buna göre Yahvist ve Elohist metinler en eski kaynaklardır, Deuteronomist ve Ruhban (Kohen) kaynakları ise daha sonradan yazılmıştır. Kutsal Kitap Eleştirisinde kullanılan metotlara da değinen yazar, bu metotları tarihsel, kaynak, redaksiyon ve gelenek açısından olmak üzere başlıklandırmaktadır. Kutsal Kitap eleştirisinin sonuçlarına bakıldığında, elde edilen en önemli bulgu: Tevrat’ın günümüzdeki şekliyle Hz. Musa tarafından yazılmış olamayacağı ve onun uzun bir süreç içerisinde farklı zaman ve mekânlarda yaşayan birçok yazarın katkısıyla oluşmuş olduğu görüşüdür. Zira beş kitabın sıralaması da kronolojiye uygun değildir. Mesela Tesniye kitabı sıralamada beşincidir, ancak üçüncü sıradaki Levililerden önce yazıldığı tespit edilmiştir. Bu bulguların varlığıyla birlikte Yahudilere göre, Kutsal Kitap her türlü hatadan korunmuştur ve bu sebeple de diğer eserlere uygulanan eleştirel metotlar kutsal metinlere uygulanmamalıdır. Ayrıca Mişna’da Tevrat’ın vahiy mahsulü olduğunu inkâr eden kişinin gelecek dünyada yerini olmadığı net bir şekilde belirtilmiştir. Yalnızca Reformist Yahudiler Tevrat’ın içeriğinin tümüyle vahiy kaynaklı olmadığına inanır.