Küreselleşme, Dünyanın Hıristiyanlaştırılması ve Küresel Misyoloji

Makale Çevirisi
Steve S. Moon
Küreselleşme, Dünyanın Hıristiyanlaştırılması ve Küresel Misyoloji
Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi
Süleyman Turan, Prof. Dr.
Dinler Tarihi
2006
c. 6 sy. 1
ss. 195-213
Din, Kültür, Küresel Dünya, Küreselleşme, Kilise, Dünyanın Hıristiyanlaştırılması,
Pdf
Küreselleşme ve dünyanın Hıristiyanlaştırılmasını (world
evangelization) ortaya koyacağımız için en azından iki hususu dile
getirmemiz gerekir. Birincisi, küreselleşme değişken bir kavramdır.
Kelimenin anlamı tıpkı bir bukalemun gibi değişmektedir. Bir açıdan
sanki bir dünya görüşü gibidir. Sen onun bir parçasısındır ve onu
asla görmemezlikten gelemezsin. Aksi takdirde ciddi bir problemle
karşı karşıya kalabilirsin. Bunun yanında onun ne olduğunu saptamak da kolay değildir. Çünkü o, bazen kültürel değişmeleri, bazen de sosyo-ekonomik eğilim ve gelişmeleri ifade etmenin bir yoludur.
İkinci olarak, küreselleşme, hiçbir aşikâr sebep(ya da sebepler)
olmaksızın akıp giden bir dalga ya da esen bir rüzgâr gibidir. Yine de
onun arkasında genellikle büyük bir etken(veya etkenler) vardır. Yeni
Ahit’in Roma dünyasında politik açıdan Romalılar, büyük etkendi.
Felsefi olarak da Grekler, anahtar oyunculardan biri olarak oradaydılar. Neyse ki ilk dönem kilise de böyle bir terminoloji kullanılmamasına rağmen küreselleşmenin anahtar oyuncularından biriydi. Elçilerin İşleri kitabından ve sonraki kilise tarihinden okuduğumuz kadarıyla kilise, giriştiği bu işte başarılıydı. Sömürge dönemlerinde ana oyuncuların kim olduğunu zaten biliyoruz. İkinci Dünya Savaşından sonra ulusların bir birine yakınlaştığı esnada ise onu kendi terimleriyle sürdürenler Kuzey Amerikalılardı. Perdeyi kaldırıp arkasında ne olduğuna baktığımızda kendi şartları çerçevesinde küreselleşmeyi sürdürmek için yarışan pek çok gücün olduğunu göreceğiz. Komünizm ve benzer ideoloji formları şimdi sahnede değildir. Fakat Batı’nın şu ya da bu şekilde çok aktif olarak onunla meşgul olduğu açıktır. İslam ve Hindu dünyasının fundamentalist kesimlerini ise zikretmeye gerek yoktur.