I. Konstantin'in Hıristiyan teolojisine etkileri

Doktora Tezi
Fatih Eroğlan, Dr.Öğr.Üyesi
I. Konstantin'in Hıristiyan teolojisine etkileri
Hitit Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü
Mustafa Bıyık, Prof. Dr.
Dinler Tarihi
Hıristiyanlık
2019
214 s.
Konstantin, Hıristiyanlık, İznik Konsili, Politik Teoloji.
Pdf
I. Konstantin, Roma'nın devamını sağlamak için kurulan kutsal tetrarşi düzeni ve ardından uzun süren siyasi manevraların sonucunda tek başına imparator olmuştur. Bu süre içerisinde Hıristiyanlığı destekleyerek Roma'nın yeni bir perspektifle tesis edilmesi sürecine Hıristiyanları da dâhil etmesi, pek çok tartışmalı konuyu beraberinde getirmiştir. Konstantin, Milvian Köprüsünde Maxentius ile girdiği mücadele sürecinde, kendisini Hıristiyanlığa yaklaştıracak bir deneyim yaşamıştır. Bu deneyimin ardından yönetim ortağı Licinius ile birlikte Milan Fermanı'nı ilan eden Konstantin, böylece Hıristiyanlar içinde büyük bir değişimi de başlatmıştır. İmparatorun bu değişimi, Hıristiyanlara geniş haklar tanınmasına ve onların tarih sahnesine siyasi, sosyal ve kültürel anlamda etkin bir rol oynamasını sağlamıştır. Hıristiyanlar çalkantılarla dolu bu değişim ve dönüşüm sürecini, dönemin kültürel ve siyasi sorunlarıyla eş zamanlı olarak teolojik ve felsefi tartışmaların ortasında geçirmiştir. Milan Fermanı ve onun sonucu olan Hıristiyanlığın Roma'da hızlı bir şekilde yayılmaya başlaması, birtakım tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Arius'un teslis inancındaki Oğul'un bir başlangıcı olduğu ve Baba'nın mutlak ve eşsiz olduğu yönündeki iddiası, büyük tartışmalara sahne olmuştur. Bu konuda dönemin piskoposlarından Alexander ve ardından gelen Piskopos Athanasius ile girdiği mücadele önemli tartışma ve ayrılıklara sebep olmuş, neticede kilise içinde bölünmeye yol açmıştır. Hıristiyan topluluklar arasındaki İsa'nın tabiatı hakkındaki tartışmaların, imparatorluğun vizyonuna yönelik projeyi sekteye uğrattığını düşünen Konstantin'in nüfuzunu kullanarak konsili toplaması ve konsil sonucunda alınan kararlarda etkin bir rol üstlenmesi, niyetlerine ve Hıristiyanlığa yönelik etkilerine dair pek çok tartışmayı günümüze kadar getirmiştir. Bununla birlikte onun Hıristiyanlığın merkezini Roma'dan Doğu'ya kaydırması, devletin kiliseyi desteklemesi ve kilisenin de bunun karşılığında ona desteğini sunması neticesinde, Hıristiyanlıkta yeni ve farklı türden sayılabilecek güçlü bir din-siyaset ilişkisini ortaya çıkarmıştır.