Doketizm, Hz. İsa ve Kur’an: İslam Çarmıh Söylemini Doketizm’den mi Aldı?

Makale
Ömer Faruk Araz, Doç. Dr.
Doketizm, Hz. İsa ve Kur’an: İslam Çarmıh Söylemini Doketizm’den mi Aldı?
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Dinler Tarihi
Hıristiyanlık - İslam
2021
c. 25, sy. 2
ss. 713-734
Dinler Tarihi, Doketizm, Hz. İsa, Kur'an-ı Kerim, Çarmıh
Pdf
Kur'an-ı Kerim kendisinin Tevrat, Zebur ve İncil gibi ilahi kitap zincirinin son halkası olduğunu, aynı zamanda bu kitapların doğrulayıcısı ve tashih edicisi olduğunu ifade eder. Bunun sonucu olarak diğer kutsal kitaplarla bazı ortak anlatılara sahip olduğu gibi onlarla ayrıştığı, onlardan farklı açıklamalar getirdiği hususlar da bulunmaktadır. Bu hususlar da tarih boyunca özellikle Yahudilik ve Hıristiyanlıkla polemik konusu olmuştur. Hıristiyanlığın teolojisinin temelini İsa Mesih’in çarmıha gerilmesi oluşturmuştur. Ancak çarmıh konusu aynı zamanda Hıristiyan toplulukların ilk yüzyıldan itibaren farklı açıklama ve yorumlar yaptıkları, buna bağlı olarak ayrıştıkları hususların en önemlilerinden birisi olmuştur. Konumuz olan doketikler, farklı görüşlere sahip pek çok gruba ayrılsalar da genel olarak İsa Mesih’in diğer insanlardan farklı yapıda olduğunu, ilahi bir tabiata sahip olduğunu, bu sebeple çarmıha gerilmesinin mümkün olmadığını kabul ederler. Kur'an-ı Kerim’de Hz. İsa’nın çarmıhı konusunun işlendiği tek âyette Hz. İsa’dan çarmıha gerilmediği şeklinde bahsedilmektedir. Bu nedenle tefsirlerdeki yorumların önemli bir kısmının doketiklerin görüşleriyle ilk bakışta bazı benzerlikleri söz konusu olup, tefsirlerdeki özellikle “ikameci yorum” denilen, Hz. İsa’nın yerine başka birisinin çarmıha gerildiği belirtilen yorumlarda sözü edilen benzerlikleri daha fazla görmek mümkündür. Zaten Hıristiyan dünyada İslam’ın Hıristiyan heretiklerin çokça bulunduğu Arabistan yarımadasında ortaya çıktığı ve bazı heretik hıristiyanların görüşlerinden etkilendiği iddiası sıklıkla dile getirilmektedir. Bu bağlamda yukarıda bahsedilen benzerliklerden hareketle ilk olarak 8.yy.’da Yuhanna ed-Dımeşkî ile başlayarak tarih boyunca pek çok Hıristiyan araştırmacı Kur'an-ı Kerim’in bu görüşünü doketiklerden aldığını iddia etmiştir. Bu çalışmada söz konusu iddialar incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda öncelikle doketiklerin kimler olduğu araştırılmış ve sonuç olarak Hıristiyanların erken dönemlerden itibaren birbirinden çok farklı görüşlere sahip grupları “doketik” olarak isimlendirdikleri ve Hıristiyan dünyada yüzyıllar boyunca doketik kavramının standart bir kullanımının olmadığı ortaya konularak bu ismin heretik kabul edilen gruplar için bir tür şemsiye kavram olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Daha sonra Kur'an-ı Kerim’deki âyetin farklı mealleri ve tefsirleri için, klasik ve modern dönem İslami literatürden belli başlı kaynaklar seçilerek tarih boyunca âyetin İslam dünyasında nasıl anlaşıldığı incelenmiştir. Bu bağlamda tefsirlerde yer alan bütün ikameci yorum çeşitleri, bu yorumların yer aldığı kaynaklar zikredilerek bir liste haline getirilmiş, sonrasında bu yorumlar ile doketiklerin görüşleri karşılaştırılmıştır. Tefsirlerde yer alan açıklama ve yorumlarla doketiklerin görüşlerindeki benzerlik ve farklılıklar ortaya konduktan sonra bu âyetin bağlamı, siyak-sibakı ve Yahudi literatürü dikkate alınarak âyet, tarih boyunca yapılan geleneksel yorumunun dışında izaha çalışılarak konuya yeni bir bakış açısı kazandırılmak istenmiştir. Çarmıhtan bahseden ayetin başında ve hemen öncesindeki ayetlerde Hz. İsa ve Hz. Meryem ile ilgili çeşitli Yahudi iddialarına cevap verildiğini dikkate alarak bu ayette bahsedilen Hz. İsa’yı Yahudilerin öldürdüğü iddiaları hakkında Yahudi dini literatüründe yer bilgilere müracaat edilmiştir. Bu bağlamda Talmud’da Hz. İsa’nın akıbeti ile ilgili, onu önce öldürdükleri sonra da çarmıha gererek sergiledikleri şeklindeki Yahudi iddiaları zikredilmiş, âyette bulunan vemâ katelûhu vemâ salebûhu şeklindeki kullanımın, Yahudilerin Hz. İsa’yı önce öldürdükleri sonra da çarmıha gererek sergiledikleri şeklindeki iddialarına bir cevap olabileceği izah edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Yahudilerin Talmud’da yer alan söz konusu iddialarının o devrin siyasi şartları gereği mümkün olmadığı da açıklanmıştır. Bütün bu incelemelerle söz konusu ayette doketiklerin görüşlerinin Kur'an-ı Kerim’e etki ettiği iddialarının geçerli olmadığı ve ayetin muhatabının aslında Yahudiler olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır.