Nuh’un Laneti ve Arz-ı Mev’ud Arasındaki İlişki

Bildiri
Mehmet Katar, Prof. Dr.
Nuh’un Laneti ve Arz-ı Mev’ud Arasındaki İlişki
Dinler Tarihi Araştırmaları VIII
Dinler Tarihi
Yahudilik (Genel)
Ankara
2012
ss. 45-60
Pdf
Sonuç
Yukarıda verdiğimiz bilgiler ışığında Nuh'un laneti ile ilgili Tevrat kıssası, öncelikle Yahudi din bilginleri tarafından tartışılmış ve yapılan yorumlarda Ham veya Kenan'ın Nuh'a karşı Tevrat'ta zikredilenden daha ağır bir suçu
işlediği anlayışı benimsenmiştir. Yapılan yorumlarda farklı şeyler yaptıkları
da zikredilmekle birlikte, genel kanaate göre Ham ve onun oğlu Kenan, sarhoş
bir biçimde sızmış olan Nuh'u hadım etmiş, bunun üzerine Nuh da Kenan
ve soyunu lanetleyerek onları Sam ve Yafes'in soyuna köle olmaya mahkum
etmiştir. Günümüz araştırmacılarından bir kısmı, metnin çağrıştırdığı şeylerden hareketle, bu hikayede dile getirilen şeylerin gerçek olmadığını, özellikle oğulların, baba konumunda bulunan kişiyi hadım ederek iktidarı onun
elinden alması şeklindeki mitolojik anlatımların, çevre kültürlerde yoğun bir
şekilde bulunduğunu ve ibranilerin de bu mitlerden etkilenerek böyle bir mit
oluşturmuş olabileceğini iddia etmişlerdir.
Bazı kaynaklarda, bizim de baştan beri dile getirmeye çalıştığımız biçimde İbranilerin, Nuh ile ilgili mitolojik anlatımı, Kenan topraklarını işgal
etmeye ve buradaki halkları köleleştirmeye meşruiyet sağlamak amacıyla uy-
. durdukları iddia edilmektedir. Ancak o günün şartlarında, bölgenin ele geçirilmesi ve buradaki halkları köleleştirilmesi gibi amaçların gerçekleştirilmesi
için uydurulduğu sanılan bu hikaye, ait olduğu dönemle sınırlı kalmamış, bunun yansımaları, başta kutsal toprak ülküsü ve Yahudiliğin belli ırklara yönelik olumsuz bakışı olmak üzere çeşitli yönleriyle günümüze kadar devam
etmiştir. Özellikle Yahudi din bilginlerinin bu hikayeye dayalı olarak zencilerin, Nuh'a karşı işlediği suç sebebiyle kara derili hale gelen.Ham'ın soyundan
türedikleri öğretisi ve bu öğretiye dayalı olarak oluşturulan zenci imajı, büyük
olasılıkla hayal ürünü olan bu hikayenin sonuçlarını daha da ağırlaştırmış ve
Yahudilikten çok şey almış olan Hıristiyanlığa mensup Batı'nın zencileri köleleştirmesine dinsel bir dayanak teşkil etmiştir.
Yukarıda ifade ettiğimiz bu bakış açısı tarihten günümüze birtakım
Yahudi din bilginlerinin zencileri insandan aşağı bir varlık olarak telakki etmesine ve onların, insanlığın diğer iki temel ırkına köle olmakla mukadder
kılındıkları düşüncesini sürdürmesine neden olmuştur. Hatta bazı Yahudi
bilginleri siyahilere yönelik bu bakış açılarını, muhtemelen Aristocu bakış açısından da etkilenerek genel bir ırkçılığa vardırmış ve belli ırkların insan bile
sayılamayacağını iddia etmiştir. Nitekim bu bağlamda Orta Çağ Yahudiliğinin
en önemli isimlerinden biri olan Maimonides, öteden beri aşağıladıkları zenciler yanında, Türkler gibi kuzeyli halkları da aynı kategoride değerlendirmiş
ve onları düşük zekalı, insan ile maymun arası, alt sınıf insanlar olarak tanımlamıştır