Yahudilik’te İhtidâ Meselesi

Makale
Salime Leyla Gürkan, Prof. Dr.
Yahudilik’te İhtidâ Meselesi
İslâm Araştırmaları Dergisi
Dinler Tarihi
Yahudilik (Genel)
İstanbul
2002
sy. 7
ss. 31-55
ihtida, Yahudi kimliği.
Pdf
Gürkan’a göre Yahudiliğin, bu dine girmek isteyen yabancılar karşısındaki tutumu Türkiye’de eksik ya da yanlış bilinmektedir. Gerçi benzer düşünceler bazı Yahudi grupları tarafından da benimsenmiştir.

Bu makale yazarın ifadesiyle, dört temel noktaya açıklık getirme gayesiyle kaleme alınmıştır. Bunlar sırasıyla Yahudiliği diğer semavi dinlerden ayıran temel özellikler, eski İsrailoğulları dininden başlamak üzere, sonradan Yahudi olanlar hususu, Yahudiliğe ihtidâ eden kişinin Yahudi şeriatındaki yeri ve günümüz Yahudi din otoritelerinin bu konudaki tutumlarıdır.

Yahudi dinini diğer dinlerden ayıran en önemli özelliklerden biri, onun hem dinî hem de millî öğeleri barındıran bir sisteme sahip olmasıdır. Millî kimliği dolayısıyla Yahudiler yaşadığı sürece Yahudilik süregelmiş ve fakat Yahudilerin zaman içinde değişen tecrübeleri ve ihtiyaçları doğrultusunda uygulamada bazı değişiklikler oluşmuştur. İhtida meselesindeki tutumu değerlendirirken bu husus gözden kaçırılmamalıdır.

Babil sürgünü öncesinde İsrail topraklarında yaşayan herkes, İsrailoğullarından olsun veya olmasın İsrailoğulları’nın Tanrı’sına itaat etmek zorundaydı. Yazar buna örnek niteliğinde Tevrat’ta Hz. Musa’nın kayınpederi olarak bahsi geçen Yetro’yu ve Moab’lı Rut’un İsrail’in Tanrı’sını benimsemelerini zikretmektedir. Sürgün sonrasında toprağa dayalı Tanrı mefhumu güç kazanınca, Tanrı tüm kâinatın yaratıcısı olmakla birlikte, özellikle İsrailoğullarının kayıtsız şartsız tapınmakla yükümlü olduğu bir anlama büründürülmüştür. II. Mabed döneminde sosyal ayrımlar oluşmaya başlamış ve Kohen sınıfı ile sıradan İsrailoğulları, İsrailoğulları ile yabancılar, İsrail erkekleri ile kadınları arasında dinî ayrımlar ortaya çıkmıştır. Tevrat’ta ger olarak adlandırılan yerleşik yabancı ifadesi bu dönemde ortaya çıkmıştır. Tevrat’ta yasaklar ve dinî uygulamalarla ilgili hemen hemen her konuda İsariloğulları ile gerim arasında fark gözetilmezken, sosyal açıdan ger daha aşağı konumda görülmektedir. Yapılan sıralamaya göre gerim, İsrailoğlu erkeklerinden ayrı bir statüde görülen İsrailoğlu kadınlarının hemen ardından zikredilmektedirler.

Din değiştirenlere yönelik tutum hususunda değişimler geçiren Yahudi tarihi, M.S. III. yüzyılda Mişna ve sonraki yüzyıllarda oluşan Midraşik külliyatla birlikte, din değiştirmeyi ifade eden sistem düzenlenmiştir. Buna göre Yahudi olmak isteyen kişi öncelikle samimiyet testinden geçirilir, erkekse sünnete tabi tutulur ve şeriatla ilgili bilgilendirildikten sonra üç rabbinin huzurunda yapılan bir merasimle Yahudiliğe geçmiş kabul edilir. Bu dönemde ger ifadesi, yerleşik yabancı yerine Yahudi dinine geçmiş kişiler için ger tsedek (mümin yabancı) şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte Talmud’da Yahudiliğe girenlerle ilgili birbirine zıt görüşler yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Sonuç olarak, Yahudilik hiyerarşik iç yapısı gereği daha çok devamını doğum yoluyla sürdürmeyi tercih eden bir din olmakla birlikte, prensipte başka dinlerden ve milletlerden Yahudiliğe girmek isteyenlere kapılarını her zaman açık tutmuştur.

Makalede mühtedilerin Yahudi hukukundaki yeri konusunda bazı örnekler sunulmuştur. Bunlara göre; mühtedi bir bayan üzerinden on nesil geçse dahi Kohen ailesinden bir erkekle evlenemez. Buna karşılık mühtedi bir erkek Kohen kızıyla evlenebilmektedir. Bir mühtedi annesi Yahudi olmadığı sürece, dualarda geçen ey atalarımızn tanrısı ifadesini söyleyemez, onun yerine İsrail atalarının tanrısı demek durumundadır.

Günümüzdeki mevcut duruma bakılacak olursa Ortodoks Yahudilik en baştaki gelenkesel yorumu devam ettirmekte ve dışa kapalı, daha katı bir tutum sergilemektedir. Amerika’daki Yahudilerin evlilik gerekçesiyle yapılan ihtidayı kabul etmesine karşılık, Ortodokslar bunu geçerli saymazlar ve Yahudi olmak isteyen kişiyi bir yıllığına Ortodoks bir ailenin yanına göndererek dinî koşulları öğrenmesi sağlanır ve daha sonra uygun görülürse dine kabul edilir.